Sevgili Okur,
![]() |
Aşkım Edi :) |
"80'lerde Çocuk Olmak" konulu çok şey yazıp çizildi evet. Tarihe tanıklık eden herkes gibi ben de "Hey Gidi Günler Hey" diyerek birşeyler karalamak istiyorum.
Yaşam Biçimim: Tek katlı, müstakil ve bahçeli bir evde yaşıyordum. Duvarlardan atlamak, ağaca tırmanmak, kapı önündeki merdivene serdiğim kilimin üzerinde evcilik oynamak en önemli aktivitelerim arasındaydı. Saçlarım kısa ve kıvırcıktı :) Akşama kadar toz toprak içinde oynadıktan sonra eve giriş saatim, akşam babamın işten dönmesiyle ezanın okunması arasındaki süreçti anneme göre...
![]() | ||
Meşhur Yalan Rüzgarı Logosu |
Tanıklıklar: Televizyon sever bir çocuktum. Sadece TRT ve TRT 2'nin -gündüzleri TRT GAP'a dönüşürdü- seyredildiği kumandasız televizyonumuzdan annem Fernando, Eric, Isabel, Ceyar isimleri arasında Dallas, Köle Isaura, Zenginler De Ağlar (Ben onu uzunca bir süre Zenginler ve Dağlar olarak bildim!), Yalan Rüzgarı, Güzel ve Çirkin dizilerini seyrederdi. Bazen göz yaşları süzülürdü gözlerinden merak ederdim niye ağlıyor diye (Filmlerdeki karakterlerle empati yapmayı ve acı çekmeyi çok sonraları öğrenecektim). Babam o zamanlar daha iyimser, daha mutluydu sanırım. Akşam evde bir kaç duble içtikten sonra Zeki Müren, Müzeyyen Senar falan dinlerdi. İşten eve geldiğinde elimden tutup bakkala götürmesini bisikletinin arkasına bindirerek gezdirmesi beni mutlu ederdi.
![]() |
Alkışlarla Yaşıyor! |
Popüler Kültür: Susam Sokağı'na bayılırdım. Tekrarlarını bile izlediğimi hatırlıyorum. Sezen Cumhur Önal 'Çikolata Renkli Sanatçı'yı anons ederdi yelpaze arka planlı stüdyodan... Pop Saati'nin jeneriğindeki kaykaylı çocuklara özenirdim. Michael Jackson'ın 'Black and White' klibini ilk o programda görüp sevmiştim.
Pazar günleri Cenk Koray'ın sunduğu Stüdyo Pazar vardı. 'Kutu'yu Açıp' hediyeler verirdi. Stüdyodaki yarışmacılarını yanında tarak, oje vs. olup olmamasına göre seçerdi. Önümüzdeki Referandumdan önce keşfetmişti Erkan Yolaç, Evet-Hayır'ı...
![]() |
Sezen Cumhur Önal |
Barış Manço, çocukluğumun idolüydü. Büyüyünce onun gibi acayip giyinip dünyayı gezmek istemişti. Adam Olacak Çocuk'tum tabi o günlerde..
Bir dönem sonra evimize video girdi. VHS filmler getirirdi babam. Seyrettiğim filmler arasında Rambo'yu hatırlıyorum.
![]() |
80'ler deyince aklıma gelen |
Moda: Moda mı o da ne:)) Taytlarım en sevdiğim kıyafetlerimdendi. Pacman'le ilgili bi anım yok ama 16bit şeklinde tasarlanmış bir kazağım vardı. Evet eskiden bildiğin yünlü kazak giyerdim. Saçlarımın biraz uzadığı dönemde saçları araya sıkıştırıp tutan kelebek tokalardan takardı annem..
Genel moda akımı ise normalden bir iki beden büyüktü. Kolları sarkan kot ceketler, şalvar tipli kotlar ne kadar şimdilerde iğrenç gelse de herkesin favori giysilerindendi. (Bizim evde "Seneye de giyer" durumu olduğu için normalde de bol kıyafetler giyerdim.)
Neler Kullandık:
Jeton: Telefonların eve yeni girdiği dönemde telefonu olmayanlar jetonlu telefonlarla sevdiklerinin seslerini duyardı.
Gırgır: Uzun sapıyla halıları süpüren bir alet.
Dantel: Annelerin günümüzde de vazgeçilmez dekorasyon ürünü olan danteller televizyonlardan sehpalara her yerdeydiler.
![]() |
Böyle Moda Düşman Başına |
Vatka: Benim hiçbir elbisemde olmamasına rağmen tüm kadınların omuzlarını geniş gösteren gereksiz bir parça. (Sonradan öğrendim ki 80'li yıllarda artan feminizm hareketleri sonucunda iş dünyasında kadınların erkeklerle eşit olma çabası içerisinde yüksek topuklu ayakkabı ve omuzları geniş gösteren vatka akımı ortaya çıkmış)
Walkman: Yolda yürüyen her gençte kasetli bir walkman görmek mümkündü.
Ne Yoktu:
İnternet (Facebook, Twitter, MSN:)) doğal olarak e-mail (mektup), cep telefonu, hava kirliliği, ozonun deliği, AKP hükümeti, büyüklere saygısızlık küçüklere sevgisizlik...
Not: Bir de o zaman gökyüzü toz pembeydi..