Film, 90’lı yıllarla beraber artan
şiddetin, toplumsal bir olgu haline gelmesini ve saflığın, temizliğin ancak
dönemine göre olduğunun bir yansımasıdır. Parçalanmış bir aile yapısının
içerisinde yaşından fazlaca büyük bir tavır sergileyen, sigara içen Matilda,
toplumdaki kirliliğe “temizlik” yaparak karşı gelen, bir çocuk masumluğunda,
tedirginliğinde olan, süt içen Leon’a karşı bir zıtlık oluşturur. Toplum
düzenini sağlamak için görev yapan polisin bile yasa dışı işlerle uğraşması
bozulmuş toplum yapısının bir göstergesidir. Bu da filmde güvenilmezlik
duygusunu yaratmıştır.
Devrin içi boş ama zengin görselliği
ile vazgeçilmez olan aksiyon filmlerine karşı Leon’da, hikaye, hareketin önüne
geçmiştir, hatta aksiyon filmin sonuna bırakılmıştır. Film, dramatik yapısına
sadık kalmış, aşk, intikam, sevgi, öfke gibi durumlarla bunu kodlamıştır.
Yönetmen kurgusunu seyrettiğimizde daha iyi algılayabildiğimiz küçük
Matilda’nın kullanılan cinselliği, filme hafif bir erotizm havası katmıştır.
Duygularını Leon’a göre daha iyi ve açıkça ifade eden Matilda, baskın kadın
karakterdir. Onun baskınlığı altında ezilen –ezilmek isteyen- Leon’un Matilda
karşısındaki davranışları cahilce ve komiktir.

Leon ve Matilda birer anti-kahramandır
fakat içi boş kişilikler olmadıkları için seyirci tarafından benimsenmiştir.
Yerleşik bir aile düzenini göremediğimiz filmde bunun eksikliğini çok iyi
hissedebiliyoruz. Leon’un bir yer bağlı olmadığından kendini saksıdaki bitkiyle
özdeşleştirmesi, geceleri yatakta uyumayışı, Matilda’yla sürekli otel
değiştirmesi günün insanını temsil etmektedir. Bu devirde insanlar ailelerinden
daha fazla ayrılmaya başlamış, yerleşik bir hayattan uzaklaşmış, insan
ilişkileri gitgide kopmaya başlamıştır.
![]() |
Gary Oldman, müthiş oyunculuğuyla kendine hayran bırakıyor. |
Filmin son bölümünde iyice
hissettiğimiz aşk duygusu, ayrılık ve ölüm duygularıyla daha ortaya çıkmış,
zıtlıkların gücünü hissetmemizi sağlamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sence?