5 Ağustos 2010 Perşembe

Ay Ben Tutamam Kendimi Gülerim

Ben çocukken yağmurlu havada dışarı çıkar, ağzımı havaya doğru açarak yağmur damlalarını tutmaya çalışırdım. Sonra büyüdüm lise çağları falan, artık deli gibi yağan yağmurda ıslanıyoruz arkadaşlarla... "Wuuhuu çok çılgın" diye düşünüyoruz. Daha sonra biraz daha dikkat ediyorum herşeye, rüzgara yağmura kızıyorum. Çünkü saçlarımı bozuyor, belki de ben bozuluyorum... Artık o tribimden kurtuldum ama. Şimdilerde yağmur; keyif ve özgürlük demek oluyor benim için. Evdeysen veya işteysen alırsın çayını kahveni, açarsın pencereyi, yağmur kokusunu duyarak insanlığını yaşarsın.

Uzunca bir süre İzmir'in sıcak, bunaltıcı, iç kavuran havasından sonra bugün sabah yağmurlu havaya uyandım. Resmen içime neşe doldu. Balkona çıkıp dışarıyı gözlemlediğimde ıslak taşlı sokağımı gördüm. Aşağıda dili dışarıda yağmur tanelerini ağzıyla tutmaya çalışan küçük bir kız çocuğu vardı. Beni çağırdı. Sanırım gideceğim şimdi...

Not: Bir de ben küçükken Edi'yle Büdü hayranıydım. Ablamı Büdü, kendimi Edi olarak görürdüm. Rol model işte :/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sence?